« Home | Hayatın Kaynağı » | Mumya: Ejder İmparatoru'nun Mezarı » | Batman: Kara Şövalye » | Dune Serisi » | Yasak Krallık » | Demir Adam » | Hırçın Kız » | OLASILIKSIZ » | Amerikan Gangsteri » | Mesnevi »

Küçük Tatlar

Efendim bu yaz tatilde İstanbul-Kaş-Fethiye-Bodrum-İzmir-Ayvalık-İstanbul turu yaptık. Deniz, güneş vs. her zamanki şeyler. Fakat 2 şey vardı ki değinmeden geçmek olmaz.

Birincisi Fethiye ile Kaş arasında bulunan Saklıkent Kanyonu. Pek güzel bir yer. Bize deprem sonucu oluştuğu söylenen 17 km uzunluğunda dağların arasında bir yarık. Tam ağzından o dağlardan süzülüp gelen buz gibi bir su kaynıyor. İlk yapılan bir kaç metrelik bu soğuk sudan karşıya geçmek. Soğuk derken, içine adımını atıp da bağırmayan kimseyi görmedim. Sonra yaz olduğu için su akmayan kanyonda ilerliyorsunuz. Neyse, benim asıl anlatmak istediğim bu değil zaten. Şimdi bu ayağınızı soktuğunuzda bağırtan su, doğa kanunları gereği dere olup kanyondan uzağa doğru akıyor. Yer yer oldukça yüksek hızlarda. İşte bu suya kendini bırakmak acayip bir şey. İnsanların bunlar deli mi bakışlarına aldırmayın. Yapın. Ben 2 kere yaptım. Bi daha olsa bi daha yaparım. Not: benim gibi boyunuz ortalamanın 2 sigma üstündeyse akıntıya rağmen biraz ilerleyip bırakın, bi tarafınızı taşlara sürtmeyin. İlerde sağdaki büyük kayaya da dikkat :)

Tatildeki ikinci unutulmaz olay ise Halime Abla'nın Yeri. Bodrum'a gelmeden Güvercinlik'te ana yolda sağ kolda. Tabelasında çiğ börek diyor. Biz oturduk, baktık mantı da yapılıyor, sipariş verdik. Ben çok uzun zamandır böyle mantı yememiştim. Ağzım kulaklarıma vardı. Bodrumda 3 gün kaldık. Dönüşte tabiki tekrar hacı olmamız lazımdı. Bu sefer mantının üstüne çiğ börek de yedik. Ben pek sevmem çiğ böreği. Sebebini anladım. İyi yapan birinden yememişim. Halime Abla olayı aşmış. Mutlaka uğranmalı.