« Home | Yüzyıllık Yalnızlık » | İki genç kızın romanı » | Foucault Sarkacı » | kız kulesi'ndeki kızılderili » | Cannery Row »

EFRÂSİYÂB'IN HİKAYELERİ

Yazarın diğer kitaplarını çok beğendiğim için okudum. Puslu Kıtalar Atlası, Emre'nin tavsiyesiydi. Harika bir kitap. Âmât da çok hoşuma gitmişti. Efrâsiyâb'ın Hikayeleri'ni görünce yine aynı tadı alacağımı bilerek okumaya başladım.

Kitap Ölüm'ün bir dedenin canını almak için gelmesiyle başlıyor. Dede ve ölüm karşılıklı hikayeler anlatıyorlar. Ölüm her hikaye için dedeye bir saat daha ömür veriyor. Kitabın içindeki hikayelerin çok güzel olduğunu söyleyemeceğim ama ilk iki hikayeden sonra yavaş yavaş yazarın hikayeler ve gerçek arasında kurduğu çapraz ilişkiler ortaya çıkmaya başlıyor. Kitabın sonu (dedenin cennet ve çocuk yorumu) çok başarılı. Bu hikayelerin metahikaye ile olan bağıntısı bana GEB'i (Gödel Escher Bach) hatırlattı. Ah o ne muhteşem kitaptı. Bu kitabı GEB ile kıyaslamak haksızlık olur, o yüzden burada kesiyorum. Son bir not. Superman göndermesi de çok hoşuma gitti. Yazarın diğer kitaplarını okumuş olanlara tavsiye ediyorum.


Kitap. İhsan Oktay Anar. 244 sayfa.